İnsan kaynaklıysa, eğer bu haller.
Daha neler yapar, daha neler üretirler.
Huzuru ve insanlığı sevemeyenler.
Hangi amaçlarla nerelere çevirecekler.
Dünya düzenini normaliyle severiz.
Üzerinde yaşamaya çalışan bireyleriz.
Bazen yangın, bazen hastalıklar içindeyiz.
Deprem, savaş ile değişik mevsimlerindeyiz.
Ortalığı yıkıp, ormanlarını da yakanlar.
Ülkelerini başka insanlara bile satanlar.
Bu çağda medeniyiz diye hava atanlar.
Hangi kötülüğe engel olup, belge koydular.
Aile mefhumunun aldığı derin yaralar.
Ülkelerle ve insanlarla kötüleşen aralar.
Bakınca amaçsız, sabırsız saldıranlar.
Aniden bir hiç uğruna giden canlar.
Düzensiz yağmur, bunaltıcı yazlar.
Sele kapılıp, yıkılan evler, yüzen araçlar.
Küresel ısınma deyip bilime bağlayanlar.
Sonuç almak için tedbirde koyamayanlar.
Nasıl kısa zamanda buralara geldik.
Acelemiz vardı, sanki ozonu da deldik.
Rabbimizin koyduğu kuralları da önemsemedik.
Sadece benliğimizi ve rahatımızı sevdik.
Böyle olunca da olanlara da hayıflanmak.
İş işten geçince midir, geleceğe hazırlanmak?
Niye böyle oluyor bu zamanda çağdaşlaşmak.
Bıraktığımız bu dünya mıdır miraslaşmak?
03 Ağustos 2024