Sezai EREN

Tarih: 29.12.2025 10:58

ÇOCUKLUK ANILARIM -10-

Facebook Twitter Linked-in

ÇOCUK VE SARI ARMUT
Ortaokul öğrencisi Sezai, hafta tatilinde Demirci’den köyüne gitmişti. Akşam karanlığı çökerken köye ulaştı, ailesiyle hasret giderdi, birlikte yemeğini yedi. Yorgunluğunu hayallerle unutmak istese de sabah babasının sesiyle uyandı: “Oğlum kalk, karnını doyur, koyunları gütmeye gideceksin.”

Sezai yavaşça yataktan kalktı, yüzünü yıkadı ve annesinin hazırladığı sofraya oturdu. Dumanı tüten tarhana çorbasından bir kaşık aldı, ardından çay eşliğinde peynir, ekmek, zeytin yedi. Karnı doyunca annesinin hazırladığı kilim desenli torbayı omzuna aldı; içinde yağlı ekmek, yumurta, domates, peynir ve soğan vardı. Evlerinin önüne indi, koyunları barınaklarından çıkardı ve onları kırlara doğru sürdü.

Kırlar, sonbaharın tüm renkleriyle kaplıydı. Çimenler yemyeşildi, ağaçların yaprakları sararmıştı. Gökyüzünde beyaz bulutlar yavaşça sürükleniyor, ara sıra güneş bulutların arasından kendini gösteriyordu. Hafif rüzgâr dökülen yaprakları savuruyor, koyunların çan sesleri, kuş cıvıltıları ve köpeklerin havlamaları birbirine karışıyordu. Sezai ve koyunlar doğanın bu güzelliği karşısında keyiflenmişti.

Öğle vakti geldiğinde Sezai, koyunları bir harmanın yakınına götürdü. Harmanın yanında tepesi düz büyük bir çam ağacı ve yaşlı bir armut ağacı vardı. Armut ağacının dibinde büyük taşlar vardı. Sezai çam ağacının tepesine tırmandı, bir dala oturup torbasını düz yere serdi ve yiyeceklerinden bir kısmını yeme-ye başladı. Koyunları gözleriyle izlerken birden gözüne armut ağacının en tepesinde sallanan kocaman sarı bir armuda ilişti.

Armut, sanki “Gel de beni ye” der gibiydi. Ama ağaç yaşlıydı; dallar kırılgandı ve tepeye çıkmak tehlikeliydi. Sezai tehlikeyi göze alarak ağaca tırmandı. Tepelere yaklaştıkça dallar çatırdamaya başladı. Bir eliyle ağacın dalını tuttu, diğer eliyle armudu koparmaya çalıştı. Tam armudu kopardığı sırada bastığı dal çat diye kırıldı, Sezai dengede kalmaya çalıştı. Tuttuğu dallar da kırılınca ağacın en alt dalında sarkmaya başladı, kolları iyice  yoruldu. Allah’tan altındaki taşlar kırılan dalların altında kaldı ve Sezai kendini yere bıraktı.

Yüksekten düşmüş, birkaç küçük sıyrıkla kazayı atlatmıştı. Ama aklındaki armut hâlâ duruyordu. Hemen kalktı, armudu buldu, çakısıyla kabuğunu soydu ve sulu sulu yemeye başladı. Tadınca yaşadığı tehlikeyi çabucak unuttu.

Bu macera Sezai’ye önemli bir ders verdi: İnsanlar hedeflerine ulaşmak için bazen tehlikeleri göze almak, sabretmek ve zorluklara göğüs germek zorundadır. Ama her zaman dikkatli olmak gerekir; acele ve dikkatsizlik kazaya yol açabilir.

Ve sarı armut, hem bir ödül hem de cesaretin simgesi oldu onun için.

NOT :  Bu öykü 17/07/2023 tarihli Halıkent Gazetesi’nde yayınlanan  “Çocuk ile Sar Armut” adlı öyküden yeniden uyarlanmıştır.
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —