4. BÖLÜM – 
SAVAŞIN ARDINDAN: HAYAT DERSLERİ VE HATIRALAR
Zor Bir Hatıra
– Ankara’daki yıllarınızda bir soruşturma geçirdiğinizden bahsettiniz, neler olmuştu?
Ekim ayında izne gelmiştim. Mamak’taki muhabere okulunda, silahların yani harbilerin sayımı yapılmış. Harbiler eksik görününce, tutanak tutulmuş, benim hakkımda işlem başlatılmak istenmiş. Mahkemeye sevk edeceklerdi ama çok şükür astsubay arkadaşlarım dosyayı bekletmiş. O dönem Bölük Komutanı olan Yüzbaşı Mehmet Nuri ÇERÇİ’yi önceden tanırdım. Sonra o da konuyu araştırınca, harbilerin kaybolmadığı, depoda oldukları ortaya çıktı. O da “Bunu neden daha önce görmedim?” diyerek pişmanlık duydu. Benim için bir sınavdı, ama dostlukların, dürüstlüğüm sayesinde temiz çıktım.
Öğrencilerinizle hâlâ görüşüyor musunuz?
Evet, binden fazla astsubay talebesine komutanlık yaptım. Zor ama gurur verici bir sorumluluktu. Geçen sene Antalya Kemer’de, o öğrencilerin okula girişlerinin 50. yıl dönümü kutlandı. Bizi de davet ettiler, hep birlikte olduk. Onları yıllar sonra görmek büyük mutluluktu.
Kıbrıs Barış Harekatı sizin ve Türk milleti için ne anlama geliyor?
Bugün geriye baktığımızda Kıbrıs Barış Harekatı’nın Türk milleti ve bizim hayatımız için en temel anlamı, Kıbrıs halkının hürriyetine kavuşmasına katkı sağlamış olmasıdır. Elbette her büyük olayda olduğu gibi farklı görüşler, eleştiriler de oldu — bazıları “biz gelmeseydik ne olurdu” gibi sözler söyleyerek gerginlik yarattı; bunları da bizzat duyduk ve yaşadık. Ancak bizim için, o dönem verilen fedakârlıklar ve yaşananlar unutulmazdır.
Genç nesillere vermek istediğiniz mesaj nedir?
Gençlere özellikle vatan ve barış konusunda şu mesajı vermek isterim: Yapılan görevi en iyi şekilde yerine getirmeleri; vatanını ve milletini sevmeleri önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti gerektiğinde elini uzattığında görev alacak ve yardımcı olacak gençler görmek beni mutlu eder. Savaşa katılmak bir barbarlık olarak değil — vatan-millet gerektiğinde savunma, yardımlaşma ve düzen içinde yapılır.
Askerî dönemde unutulmaz, acı bir olaydan da söz ettiniz; onu da ekleyelim mi?
Evet. Kıbrıs’ta donanma ve hava harekâtları sırasında yanlışlıkla ateşlenme (dost ateşi) sonucu TCG Kocatepe muhribinin ağır yara aldığı ve batmasının yol açtığı can kaybı hâlâ aile hafızasında derin izler bırakmıştır. Kaynaklarda geminin batması sonucu verilen şehit sayıları farklılık gösterse de olayın “dost ateşi sonucu yaşandığı” yaygın olarak kabul edilen bilgidir. Bu tür olaylar, savaş kaosunun ve iletişim zorluklarının yarattığı trajedileri gösterir.
> Not : Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında 21 Temmuz 1974’te Türk donanmasına ait TCG Kocatepe muhribi, Türk Hava Kuvvetleri uçaklarının “dost ateşi” olarak değerlendirdiği bir saldırı sonucunda ağır yara alıp batmıştır. Olayla ilgili kaynaklarda gemide birden çok yaralı ve şehit olduğu, rakamların farklı kaynaklarda 54 –68 civarında verildiği; olayın dost ateşi / karışıklık sonucu gerçekleştiği belirtilmektedir.
Bugün geriye dönüp baktığımda, o günlerin acısı, heyecanı ve belirsizliği hâlâ yüre-ğimde taptaze duruyor. Kıbrıs yolculuğu sadece bir askeri harekât değil, aynı zamanda bir sabır, bir Veda ve bir umut hikâyesiydi.
TARİHE DÜŞEN BİR NEFES
Tarih bazen taşlara, bazen de bir insanın sesine kazınır.
Ahmet EVRENSEL’in hikâyesi, Kıbrıs’ın tozlu yollarında yürüyen binlerce isimsiz kahramanın sesiyle birleşiyor. Onun anıları, savaşın dumanı dağıldıktan sonra bile insanın kalbinde yanmaya devam eden bir ışık gibi…
Bugün, o ışığın önünde saygıyla eğiliyoruz.
“Vatan için verilen emek unutulmaz; çünkü bazı ömürler gerçekten taşa kazınır.”
Önümüzdeki sayımızda röportajımıza Filiz EVRENSEL ile devam edeceğiz.
İlknur BURSALI
Sevgi Köprüsü
